14 Temmuz 2011 Perşembe

Yollarımın Başlangıcı...


Uzun zamandır içimde birikenleri, düşlerimi, bir türlü hayata geçiremediğim planlarımı yazma isteğiyle dolu içim. Kendimi bir değişim sürecinde hissediyorum nicedir. Belki yaşın getirdiği dönemlerden biri, belki klavyede parmaklarımı kilitleyecek kadar içimi acıtan geçirdiğim talihsiz durum, belki de hayatın hızının farkına varıp kaçırdıklarını bilmek ve daha fazlasını kaçırmama isteği. Sebep ne olursa olsun sorgulamaktan çok eyleme geçememekten şikâyetçiydim. İster atalet de ister isteksizlik…

Parmaklarımı tuşlara götürense bir blog yazarı. İki hafta önce Betül Mardin’in olduğu söylenen bazı yaşam tüyoları silkinip kendime getirmişti beni. Her gün yazmaya karar verişim o gündür. Ama beni harekete geçiren yemek yapmak için internette tarifleri karıştırırken ulaştığım bir blog yazarı. Adı bende saklı, terazi burcu, 32 yaşında ve tanımlayamayacağım kadar fikirlerimiz uyuşuyor. Onu okuduğumda fark ettim yazmaya gecikmişliğimi. Yazmak dediysem ebedi eser çıkarmak değil amacım. Ki öyle bir yeteneğim olsaydı şimdiye kadar ortaya çıkardı sanırım. Her ne kadar kalemi, kağıdı, kitabı asla yanından ayıramayan biri olsam da hiçbir zaman o kadar güzel yazılar kaleme alamadım. Yazı yazma zamanlarımı ise asla ayarlayamadım. Ya aşırı duygusal akşamlara denk getirip, kelimelerin ve güzel bir müziğin içinde kaybolduğum ya da yerli yersiz kesilecek saatlere denk getirip, olur olmaz nedenlerle masa başından kalkıp kalkıp tekrar oturduğumdan nerede kaldığımı nereye gittiğimi zaman zaman unutup zaman zaman yolu şaşırıp zaman zaman da gidişi kestiremeyip yorulup bıraktığım yazılar. Huysuzlanıp kendi kendime kelimelere küstüğüm de oldu, tüm dünyayla olduğu gibi kendimle de barışıp sayfalarca yazdığım da, herkese uzun uzun okumak istediklerim de, kendi kendime bile tekrar okumaya dayanamadıklarım da…

Dizginleyemediğim yazma tutkusuyla ruhum sırtladı çantasını çoktan, yollara düşme vakti bugün, yolların başlangıcı bugün, yollarımın başlangıcı bugün...