8 Ekim 2012 Pazartesi

Ekim Güzellemesi

Ekim ayı geldiğinde, yaz bitmiştir, sonbahar artık kendini göstermeye başlamıştır. Sarı,turuncu, kırmızı boyamıştır ağaçları, ormanları. Şehirde ne değişir ki mevsimlerle? İnsanların giydiklerinden anlarsınız mevsim geçişlerini eğer ağaç bulunan bir sokakta veya köşesinde park bulunan bir caddede oturacak kadar şanslı değilseniz. Son iki senenin demini almaya çalışırken ekim ilaç gibi yetişti. kendimi huzurlu hissettiğim, yenilendiğim, umutlandığım tek ay. Belki doğum günümü(1 ekim) de içinde barındırdığından bendeki yeri ayrıdır. 
Sakinleştim, duruldum sanki... İçimde kopan fırtınalar ekim rüzgarında dağılmaya mı başladı yoksa? Hayatı, beni sorgulamalarım yavaş yavaş kendini eyleme geçme isteğine bıraktı. Hayat kendini yaprak misali rüzgara bırakamayacak kadar kısa ve aynı zamanda sabretmeye ne zaman başladığını unutacak kadar uzun. 
Bugünlerde elimden kayıp gittiğini düşündüğüm günlerin peşine düştüm. Soluk almamacasına okuyorum, okumanın dışında yaptığım herşey boş ve yersiz geliyor. Mecburen çalışıyorum, ama kendimi çizgilerle ifade ettiğim mesleğim bu aralar bana hiç olmadığı kadar külfet geliyor. Geçtiğimiz sene malum nedenlerle kaçırmış olduğum yüksek lisans sınavına hazırlanmam gerekiyor bir yandan ve bir yandan da üds gibi ülkemize özgü garip kısaltmaların olduğu bir başka sınava. Ve düşünüyorum... Gerçekten istediğim bu mu? Bu meslekte yapacağım yüksek lisans beni mutlu edecek mi? Birkaç sene öncesine kadar yaptığım işte kazanç ve diğer faydalar ağırlıktayken artık bana ne kadar mutluluk verdiğini sorgular oldum. Bu meslekte devam edecek miyim? Yoksa o çılgınlık sayılan şeyi yapıp varolanları bir kenara koyup herşeye sıfırdan başlayarak yeni bir yol mu çizeceğim kendime? Var olan birikime bir tuğla daha ekleyip bir kat yükselmek mi daha mutlu edecek beni yoksa yeni maceramın temellerini atmak mı? Teşbihte hata olmaz denir ama yaptığım teşbih bile halihazırdaki mesleğimden geliyor. Ne yapmalı, ne etmeli ,kime sormalı?

***Resimler internetten alıntıdır.

2 yorum:

  1. Aslında sormaya kalksak etrafımızdakilere, çıkacak her kafadan ses ile iyice karışacak aklımız...

    Geçen hafta sonu ben de bu konuya takmış durumdaydım. O tarihlerde karşıma -garip bir şekilde üst üste-; şu anda yaptıkları işlerden farklı alanlarda eğitim almış ama kendi ve ailelerinin tüm emeklerini, aldıkları eğitimleri bir kenara bırakıp istedikleri alanlara yelken açmış insanlar çıktı. İmrendim, kendime bilendim! Tabi ki; zaman, imkân ve en önemlisi de cesaret meselesi...

    Profesyonel iş hayatımda 'Ben bu treni kaçırdım' gibi hissetsem de, emeklilikte bir ek sefer çıkar, ona yetişirim umudumu da saklıyorum içimde :):

    YanıtlaSil
  2. Yorumdan sonra çıkan kelime doğrulatma çok "gıcık"!!!

    Bilgine :))

    YanıtlaSil